Orta çağ Hıristiyanlığı, şövalye efsaneleriyle doludur. Hemen hemen her krallık ve derebeyliğin bünyesinde bulunan şövalyeler, özel eğitim almış ayrıcalıklı üstün kişilerdi. Bu şövalyelerin en çok ün’e sahip olanı ise Templiyer şövalyeleri yani Tapınak şövalyeleriydi. Peki kimdi bu tapınakçılar? Nasıl ortaya çıktılar? Amaçları neydi?
Papa 2. Urban’ın 1095yılında Müslümanların elinde bulunan Kudüs’ü kurtarma çağrısı Hıristiyanlarda büyük bir etki yarattı ve birçok şövalye gönüllü olarak bu çağrıya koştu. 1099 yılında kutsal kent Kudüs haçlılar tarafından işgal edildi. Kutsal amaçlar için açılan savaş daha sonraları ticari bir amaca dönüştü yağma ve istilalarla haçlılar, Ortadoğu da büyük bir güce sahip oldular.
İşte bu ortamda templiyerler’in kuruluşu gerçekleşti. 1118 yılında templiyerler’in ilk üstadı Hugunes de Payen, Andre de Montbard ve yedi arkadaşı, papadan ve Kudüs kralından izin alarak örgütlerini kurdular. İlk isimleri ''Süleyman Mabedi’nin ve İsa’nın Yoksul Şövalyeleriydi'' İlk tapınakçılar disiplinli, namuslu, maddi şeylere önem vermeyen, yarı rahip yarı asker inançlı insanlardı. Amaçları ise Kutsal topraklara gelen insanları korumak ve kervanların güvenliğini sağlamaktı. 9 Yıl boyunca 9 şövalye ile bunu sürdürdüler. Krallar bile onlardan hesap soramazlardı öylede ayrıcalıkları vardı ve Kutsal Mezar Kilisesi’nden Lojistik destek alıyorlardı. Süleyman mabedinin üzerinde bulunan Kudüs Sarayı’nın bir bölümü onlara ayrılmıştı. Bu yüzden onlara ‘Tapınak Şövalyeleri’ denir ve beyaz giysilerinin üzerindeki 8 uçlu haç ayırt edici özellikleriydi.
Devam
edecek olursak, tapınakçıların ruhani lideri St. Bernard‘ın belirlediği
kuralların dışına çıkmak yasaktı. Eğer aksini yapan olursa ağır şekilde
cezalandırılırdı. Evlenmek, ev sahibi olmak, akrabalarla iletişim kurmak
kesinlikle yasaktı bunlar gibi birçok kuralları vardı. Aynı tabaktan iki kişi yemek yerlerdi, ve
yıkanmazlardı kokularından anlaşılıyordu herhalde tapınakçı olup olmadıkları,
aynı ata iki kişi binerlerdi bundan dolayı eşcinsel olduklarını söyleyenler var
ama ne kadar doğru bilinmez. Ve sembolleri de bir at üzerinde iki şövalyedir.

Bunlara sadece şövalye diyemeyiz aynı zamanda
birçok meslekle uğraşmışlardır zamanın en iyi teknolojileri tapınakçıların
elindeydi; deri ustacılığı, taş ustacılığı, mimarlık, mühendislik harita
yapımı, etüt, yol yapımı, denizcilik (manyetik pusulanın ilk kez kullanıldığı
ticari ve askeri deniz filolarına sahiptirler.) hekimlik gibi meslek
gruplarında görev yapmışlardır. Mason’un kelime anlamı da duvarcı taşçı
anlamına gelir zaten mimariye büyük önem verirler, onlara göre Geometri
kutsaldır, kabalistik simgecilik
barındırması bakımından İngiltere de 1446 yılında yapılan Rosslyn şapeli örnek
teşkil eder.

Ancak amaçlarının Kutsal hac yolunu korumak
olduğu bilinse de işin aslı öyle değil. Gerçek amaçları eski Süleyman mabedini
yeniden inşaa etmek, Hz. Musa zamanından kalma bazı belge ve eşyaları özellikle
de Ahit sandığını bulmak ve Hz. İsa’nın hayatına dair bilgi ve belge toplamaktı
ancak bunların bulunup bulunmadığına dair kesin bir bilgi yok. Ama araştırmalarında‘Kabala’
denilen kökeni eski mısra dayanan binlerce yıldır her türlü büyü ritüelinin
gizli ve karanlık birimin temeli oluşturan bu mistik öğretiyle karşılaştılar ve
benimsediler her ne kadar Hıristiyan gibi görünseler de içten içe kabalaya
bağlandılar işte bu noktada amaçlarından saptılar.
1187 yılında Selahaddin Eyyubi komutasında
Müslümanlar haçlıları büyük bir yenilgiye uğrattılar Kudüs’ün büyük bir bölümü
Müslümanların eline geçti. Tapınakçılar bundan sonra itibar kaybetmeye
başladılar. Akka kalesinin de düşmesiyle örgüt Fransa’ya taşındı ve kendilerine
duyulan güven yerle bir oldu Kudüs’ü Müslümanlara kaptırmakla suçlandılar
sonrasında da tasfiye süreci başladı.
Tapınakçıların
güçlü, zengin, istedikleri her şeyi rahatlıkla yapabilen, devlet içinde devlet
kilise içinde kilise olmaya başladığı andan itibaren Avrupa’daki güç merkezleri
bu durumdan rahatsız olmaya başlamışlardı zaten. Ama Kudüs de onlara ihtiyaç
vardı bu yüzden sessiz kaldılar ama Kudüs’ün elden gitmesi bardağı taşırdı. 4.
Philippe ve Papa 5. Clement Tapınakçılara bir tezgah hazırladılar. Paris’te tapınakçıların büyük üstadı Jacgues
de Molay ve 1.500’e yakın tapınakçı tutuklandı mallarına el konuldu fakat
tapınakçıların gizemli hazineleri bulunamadı. Aynı zamanda İtalya, İngiltere,
Almanya, İspanya, Portekiz kendi ülkelerindeki tapınakçıların yakalanması
emrini verdi fakat İngiltere biraz geç davrandı ve şövalyelerin bir kısmı İskoçya
ya kaçtı. Almanya da yargılananlar ise beraat ettiler. İspanya ve Portekiz de
ise isim değiştirilerek çalışmalarına müsaade edildi. Bu da Tapınakçıların
işine geldi.
Tutuklanan Tapınakçılar engizisyon
mahkemesinde çıkarıldılar. Şeytana tapmak, eşcinsel ilişkiler kurmak, Haç’a
küfretmek ve tükürmek suçlarından yargılandılar çok sert işkencelere maruz
kaldılar ve idam edildiler.
Avrupa’da kalan diğer tapınakçılarda yer
altına çekildi ve şu anki Siyonizm ve Masonluğun temelini oluşturdular.
Siyonizm ve Masonluğu farklı olduğunu söyleyenler var ama ben kökü kabalaya
dayanan her oluşumun birbiriyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Fransız
Masonluğunun Büyük Üstadlarından Radclyffe ve Ramsay 1730 yılında Tapınakçı
mirasını devraldıklarını resmen ilan etmişlerdir sonrasında Tapınakçılar
masonluğun birçok formunda ilgi odağı olmuşlardır.
Masonluktaki o ünlü derece kavramı Haçlı seferlerinde yer almış Tapınak şövalyeleri ünvanlarından gelmektedir.
Masonluktaki o ünlü derece kavramı Haçlı seferlerinde yer almış Tapınak şövalyeleri ünvanlarından gelmektedir.
1. Derece: Çırak
2. Derece: Kalfa
3. Derece: Usta
4. Derece: Ketum Üstat
5. Derece: Mükemmel Üstat
6. Derece: Sır Kâtibi
7. Derece: Nazır
8. Derece: Bina Emiri
9. Derece: Dokuzlar’ın Seçilmiş Üstadı
10. Derece: Onbeşler’in Seçilmiş Üstadı
11. Derece: Yüce Seçilmiş Şovalye
12. Derece: Üstat Mimar
13. Derece: Solomon Krallığı’nın Şovalyesi
14. Derece: Yüce Üstat (Kutsal Kubbe Büyük Seçilmişi)
15. Derece: Doğu Şovalyesi (Kılıç Şovalyesi)
16. Derece: Kudüs Prensi
17. Derece: Doğu ve Batı Şovalyesi
18. Derece: Salipverdi Şovalyesi (Güllü Haç Şovalyesi)
19. Derece: Büyük Pontif (Yüce İskoçyalı)
20. Derece: Düzenli Locaların Büyük Saygıdeğer Üstadı
21. Derece: Prusya Şovalyesi
22. Derece: Lübnan Prensi (Kral Baltası)
23. Derece: Sır Sandığı Başkanı
24. Derece: Sır Sandığı Prensi
25. Derece: Tunç Yılan Şovalyesi
26. Derece: İskoçyalı Papaz (İnayet Prensi)
27. Derece: Kudüs Tapınağı’nın Hakim Amiri
28. Derece: Güneş Şovalyesi
29. Derece: Saint Ande Büyük İskoçyalısı
30. Derece: Seçilmiş Büyük Kadoş Şövalyesi
31. Derece: Büyük Müfettiş Kumandan
32. Derece: Kutsal Sır Yüce Prensi
33. Derece: Hâkim Büyük Genel Müfettiş
Bu örgütlerin çoğu günümüzde etkin olarak
Dünya’ya egemen durumdalar, şeytanın amacına hizmet etmekteler şu anki Popüler
kültürle ve değişen Dünyayla birlikte bizde o amaca sürükleniyoruz. Yapmak
istedikleri şey dini yok etmek, Dünya
üzerinde tek devlet kurarak insanları kendilerine bağımlı hale getirmek,
düşünmeyen sorgulamayan insan profilleri yaratmak. Etrafımızda
o kadar vurdumduymaz, bana dokunmayan yılan bin yaşasın hesabı yaşayan insan
var ki onlara dünyayı yönetiyorlar desen, sen mi kurtaracan dünyayı derler
umurlarında olmaz ondan sonra istediğin kadar yırtın. Anlamıyorum gerçekleri
görmemek için bu kadar çaba sarf etmelerine ama ben yinede bildiğim kadarını
anlatırım bir insan bile bu düzenin farkına varırsa o kardır.
Allah'a ve âhiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Bakara 62
Eyvallah..